Çocukların gözlem ve görüşme süreci; çocuk, aile, öğretmen, ve psikoloğunun iş birliğinde ilerlemektedir. Destek almak, çocuğun bir beceri kazanacağı kursa gitmesinden oldukça farklıdır. Çocuğunuzu resim, bale, futbol, tenis kursuna götürürseniz çocuğunuzun ilgisi, isteği, yeteneği ve öğretmenin yeterliliği, çocukla kurduğu ilişkiye göre becerisinde gelişim gözlemlenir. Ancak söz konusu çocukluk dönemi psikolojik destekse, en az sorumluluğu olan çocuktur. Psikolog,çocukla terapötik ilişkiyi kurar, aileye yol gösterir, ev içi önerilerde bulunur. Aile, düzenli olarak görüşmelere çocuğunu getirir, öneriler doğrultusunda ebeveynlik tutumlarını ve yaşam düzenlemelerini gerçekleştirir. Öğretmen, çocuğun danışmanlık süreciyle ilgili bilgi edinir, gözlemlerini ve beklentilerini çocuğun ihtiyaçlarına göre yeniler.

Çocukluk döneminde en çok yardım alınan konular; gece alt ıslatması, tırnak yeme/koparma, yanlış ekran kullanım alışkanlıkları, kardeş ilişkileri, ayrılık kaygısı, gece korkuları, öfke nöbetleri vb. Bu davranışların bazıları çocuğun yakınlarından birinin hastalanması ve ya ölümü, boşanma, kardeş doğumu, okul ya da öğretmen değişikliği gibi beklenmedik yaşam olaylarıyla başlayarak bir süre sonra kendiliğinden ortadan kaybolabilir. Çocuğun sosyal ilişkilerin bozulmaması, benlik algısının zedelenmemesi ve akademik süreci takip edebilmesi için gözlem sürecinde, gözlemlenen davranışın şiddetinin artarak devam ettiği görülüyorsa çocuklarla çalışan bir psikologtan destek almak önemlidir.


14 yıldır çocuklarla çalışan bir psikolog olarak motivasyonumu hep dinç tutan; çalıştığım çocuğun bir gün büyüyerek bir yetişkin olmasıdır. Bir insanın erken çocukluk yıllarında yapılan doğru destek,çocuğun hayat yolculuğunda her zaman eşlik edecektir. Edip Cansever'in dediği gibi "Gökyüzü gibi bir şey bu çocukluk, hiç bir yere gitmiyor".